26.10.2013 tarihli bu fotoğrafta iki kıymetlimiz var. Safran bitkisinin açmasını fırsat bilen arılar bu ölü mevsimde çiçek bulmanın verdiği coşkuyla safran bahçesini kovana çevirdiler. Safran çiçeğinden polen ve nektar alan arılar bu çiçeği o kadar çok seviyorlar ki akşamları kovana dönme fırsatı bulamayıp gecenin ayazında telef oluyorlar. Blogumu yeni açtığımdan safran konusunu da geriye dönük olarak anlatacağım. Safrana ve arıya gönül vermiş bir insan olarak diğer insanlarında bu iki kıymetliyi tanımalarını sağlamak beni ziyadesiyle mutlu edecektir.
Safran Çiçeği ( Crocus Sativus ) 1000 yıldır Karabük ilinin Safranbolu ilçesinde yetiştiriciliği yapılan. Baharat,parfümeri,boya ve gastronomide sıklıkla kullanılan dünyanın en kıymetli baharat bitkisidir. Soğanlı bir yapıya sahip olan safran her yıl ekim ayının 15 ile kasım ayının 15'i arasında çiçeklenir. Safran baharatı olarak nitelendirilen kısmı ise çiçeğin ortasında bulunan kırmızı ( stigma ) uzantılardır. Mesele safranı yetiştirmek değil :) bu tepecikleri ayırabilmek. Oldukça insanı yoran ve zaman olarak sonu olmayan bir işlem :D
Resimde de görüldüğü gibi safran çiçeklenme döneminde yaprakları çıkmadığı halde çiçeklenmeye başlar. Bu dönem yapraklarının 15 cm kadar olduğu zamana kadar yani 20 gün sürmekte.
Fotoğrafta aşağı sarkmış halde görünen kırmızı tepeciklerin kg fiyatı 15000 Euro üretiminin zorluğu ve üreticilerinin de azlığı nedeniyle altın bitki safran :)
Safran çiçek hasatı yapılmış bir bitki. Tek bir soğanın bölünerek dört ayrı bitki haline geldiğini görüyoruz.
Safran tarlasında çiçeklenmenin başladığı ilk günler. Kılavuz çiçekler açmış yakın zamanda beni toplamakla baş edemeyeceksin der gibiler. Hadi topladın diyelim gecenin birine kadar ayıklayamayacaksın.
Çok nadir görülen bir durum safran bitkisi yapısı itibariyle mor renk taç yapraklara sahiptir ancak fotoğrafta bembeyaz renkli bir safran açtı. Hemen işaretlendi bir daha ki hasatta da beyaz açarsa ayrılıp farklı bir genotip olarak yetiştirilecek.
Bu çiçeğin kırmızı uzantıları diğer çiçeklere göre daha uzun yaklaşık 4,5 cm. Aslında 3,5 cm kadar olması gerekirdi. Farklı bir ekotip elde etmiş olabilirim. Bakalım unutulmazsa üretim çalışmalarına başlarız.
Bazı arkadaşlar telefonda safran tohumu almak istediğini söylüyor bunu da buradan açıklayalım safran tohum oluşturamaz yalnızca soğanları olur ve soğanlarından ürer. Bu bitkiyi tanıyalım tanıtalım.
Doğada ki her bitki gelecek senelerde de devamlılığını sağlamak için tohum oluşturur. Ancak safran 3n kromozom taşıdığından normal döllenme gerçekleşemez bundan dolayı safranda çoğalma soğanlarının (sarımsak gibi ) tek bitkiden bir kaç yavru soğancık oluşturmasıyla üremesi gerçekleşir. İnsana bağlı bir üreme gerçekleşmiş olur yani dönem dönem topraktan sökerek başka yerlere safran dikilmesi gerekir aksi halde ilk dikildiği yerde çoğalır çoğalır tek soğan yıllar içinde onlarca soğan olur alan genişletmesi yapılmaz ise hepsi çürür gider. Yani bu yönden insana tam bağımlı durumda bu dünyada varlığını sürdürebilmesi bakımından.Bilim adamları safranın tohum üretememesini mutant bir bitki olmasına bağlıyor. Doğada yaşayan safranın öncü bitkisi crocus cartwrightianus her nedense mutasyona uğruyor ve DNA'sı parçalanarak ortaya safran çıkıyor. Arkadaşlar böyle bir şeyin olması mümkün değil, mutasyon hiç bir zaman ileriye dönük gerçekleşmez yani mutasyona uğrayan bir canlı var olan özelliklerinden bir şeyler kaybeder artı özellikler kazanamaz. Ancak şunu söyleyebilirim öncü safran bitkisine aşırı yapay seleksiyon uygulanmış insanlar en uzun kırmızı tepecikli bitkileri seçmiş bu olay binlerce yıl devam ediyor ve sonuç bu kıymetli bitki günümüzde ki halini alıyor.
Peki bu kırmızı tepeciklerin içerisinde bitkiyi bu kadar değerli kılan ne var dersek onuda açıklayalım. Safranın içerisinde bir ton madde bulunmakta aynen bal gibi ancak bu maddelerin en önde gelenleri crocin,picrocrocin,safranal ve uçucu bir ton yağ. Safran kokusunu içerisindeki bu kadar çeşitli aromatik yapılı maddelere borçlu.Bu maddeler doğada yalnızca safranda yan yana gelmiş. Ve kokusu tarif edilemez. Çünkü dünyada eşi yok.
Ayçiçeği gibi güneşi takip ediyorlar. Arılar ve safran arasında inanılmaz bir savaş veriyoruz. Çünkü ya safrana arı çalışacak yada biz. O yüzden sabahın serin saatlerinde safranı tamamını toplamalıyız aksi halde arılar safranın nektarını emerek ürünümüzün kalitesinin düşmesine neden olmakta.
Bombus resmen sömürüyor. Ama olsun her canlı hakkını alsın. Bizde hakkını almayan kalmasın.
Safran sıralı şekilde dikildi.Çiçeklenme yeni başladığından sıralar tam anlamıyla çıkmadı.
Vay arkadaş resmen yemiş..
Çiçek ambara girmezmiş. Ahanda girdi :D
Şimdi işin toplamasından ziyade daha zor kısmı başlıyor bu çiçeklerin her birinin içinde bulunan üç adet kırmızı tepecikler ayrılacak ve kurutulacak..
Temiz bir gazetenin üzerine ayırıyorum. Açık kırmızı renkli olanlar yaş tepecikler. Kiremit kırmızısı olanlar ise daha önce ayıkladığım ve kurumuş olanlar.
Safranın kuruması ortalama 48 saat sürüyor. Kuruma işleminden sonra paketlenmeye hazır hale gelmiş oluyor.
Bir kez ayıklamayla bu iş bitmiyor 20 gün süren yoğun bir iş. Yarisi gün safran tarlasına gittiğimde babaannem toplamış bile. Ama hepsi bitmemiş tabi.
Sonunda toplama işlemi bitti.
Dedem ve babaannem..
Zamanla safranın çizgileri ortaya çıkmaya başladı.
Artık çiçeklenmenin son evresi.
Çiçeklenme bitti. Artık safranlar mayısın 10'u gibi dış aksamları kuruyup yaz uykusuna geçecekler ve bir daha ki mevsimine kadar toprağın altında uyuyacaklar. Fotoğraf 18.11.2013 tarihli.
2 yıl öncesinin fotoğrafı, safran soğanlarını da görmenizi istedim. Safran konusunu bir bütün olarak işlemiş olalım. Aklımızda soru işareti kalmasın. Şekil itibariyle biraz farklı. 5 yıl önce dikmiş olduğum soğanlar epeyi bir çoğaldılar, alanlarını genişletmek amacıyla 2 yıl önce safran soğanlarını söktüm ve yeni tarlaya diktim. Çiçeklerini gördüğünüz tarlaya 2012 yılında dikildi, 2015 yılında yani seneye sökeceğiz ve yeni tarlaya soğanları dikeceğiz. Safran 3 yıllık periyotlar halinde sökülür yani bu yıl diktiğimiz soğanları üç yıl sonra çıkartırız. Daha fazla süre kalırsa sağanlar çürümeye başlar. Yeni diktiğimiz yerde de üç yıl kalır.Soğanlar diğer bitkilere göre oldukça derin dikilir, yaklaşık 15 cm kadar, üzerine 3 kürek yanmış ahır gübresi atılır. Maalesef dikimin fotoları elimde yok önümüzdeki sene eklerim. Normalde bir bitkinin 3 kürek gübrede yanması lazım aksine safranda yanma olmaz daha fazla verim elde edilir. Çizgi halinde toprak açılır safran soğanları birbirlerine değmeyecek şekilde yerleştirilir ve toprağa gömülür. Safran çimlenme tarihi gelmeden çimlenme sağlanamaz ağaçlarda soğuklanma ihtiyacının olduğu gibi safranda da yaz uyku ihtiyacı var. Safran yaşadığı süre içerisinde çok az su ihtiyacı gösterir bu yüzden sulama ihtiyacı ülkemiz koşullarında yoktur. E ben sulayayım daha fazla ürün elde edeyim diye de bir şey yoktur, su konusunda safran oldukça hassas.
Bu Fotoğrafta eklediğim soğanlar şekil itibariyle biraz farklı ancak bunlarda safran soğanları. Bazı denemeler yaptığımdan farklı görünüyorlar. Yaptığım çalışmaları ileride paylaşırım.
Dev safran soğanı bunlar nadir görünen durumlar aynen beyaz safran gibi. İki kardeş dev safran soğanı önceden tek soğanken bölünmüş ve iki dev soğan haline gelmiş nereden anlıyoruz derseniz aynı kök tablasını kullanıyorlar. Fotoğrafın yanındaki soğan ise standart safran soğanı kalibresinde.
Resimleriniz harika görünüyor,safran çiçeği hakkında verdiğiniz bilgilerde çok güzel olmuş,teşekkürler.
YanıtlaSilSelamlar saygılar.